E-İhracat yıllardır konuşuluyor. 3 yılda 3 kat büyüyerek 1 milyar dolarlık bir hacme ulaştı ama Türkiye’nin toplam ihracat hacminin %1’i bile değil. Daha gidilmesi gereken çok yol olduğu aşikar. Potansiyeli de zorlukları biliyoruz. MegaMerchant bu zorluklara cevap olarak düşünüldü ve bu alanda deneyimli bir ekip tarafından hayata geçirildi.
Yıllardır binlerce marka ve KOBİ ile çalıştık, onların dijital dönüşümlerine tanıklık ettik. İster büyük bir marka olsun, ister KOBİ, bir karar vericinin bu işe başlamasının önünde iki önemli soru var:
- Bu iş karlı mı?
- Nereden, nasıl başlamalı?
Gelin bunu biraz daha açalım.
Sürdürülebilir bir model kurmak için yapılması gerekenler neler?
1- Doğru ürün – doğru pazar – doğru platform.
Binlerce ürünü onlarca platformda satışa açmak başarısızlığı büyük oranda garanti eder. Doğru eşleşmeyi bulmak için öncelikle platform içi analiz araçlarını etkin şekilde kullanmalısınız. Tabii bunun için de satıcı olmak gerekiyor. Yaman bir çelişki değil mi? 🙂 Amazon, AliExpress, Allegro, Etsy gibi platformlar oldukça detaylı veriyi satıcılara ücretsiz şekilde sağlıyor ve satışlarınız arttıkça farklı ekranlar açılıyor. Biraz oyun gibi. Tabii Helium10, JungleScout gibi araçlara abone olarak bazı verilere erişmek de mümkün ama sadece bu araçlar daha çok ne satacağını hiç bilmeyenler için. Peki diyelim ki bu araçlara eriştiniz ya da satın aldınız. Bunları kullanacak deneyimli çalışanlarınız var mı? Diyelim ki var. Onları elde tutabilecek misiniz?
Biz tüm bu araçları her gün, her an kullanıyoruz. Öyle ki, bu araçların gelişimi için platformlar ile birlikte çalışıyoruz.
2- Satış yapılacak ülkenin regülatif alt yapısı ile uyumlu yasal ve finansal alt yapı.
Her geçen gün bu konuda platformların beklentileri artıyor. Yatırım yaparak kazandıkları müşterilerini elde tutmak için onlara daha kaliteli hizmet sunmak isteyen e-ticaret şirketleri ilgili ülkede bir şirket, banka hesabı, ofis adresi, müşteri hizmetleri gibi gereksinimleri zorunlu tutmaya başladı. Bugün bunlardan bazıları zorunlu olsa bile yakın bir zamanda hepsinin zorunlu olması kaçınılmaz. Aynı şekilde ülkeler de yeni kavramları satıcıların hayatına sokuyor. Daha 2 sene önce ne EPR vardı ne IOSS.
Bunları kurmaya şirketiniz hazır mı? Biz bugünden hazırız.
3- Yurtdışı fulfillment olmazsa olmaz.
Sipariş almak güzel ama sürdürülebilir bir iş için o siparişi en geç ertesi gün kargoya vermeli ve en geç 2 günde müşteriye teslim etmelisiniz. Bunun için tedarik iyi planlanmalı, lojistik ve satış ile uçtan uca entegre, yani insana değmeden çalışmalı. Bu ancak bir çok aracın ve sistemin birlikte kullanılması ile mümkün. Misal, Fulfillment yazılımınız Allegro’dan gelen siparişi otomatik çekebilmeli, Almanya deposundan müşteriye kargolamalı, güncel stok bilgisini entegratöre ya da diğer platformlara beslemeli ve satılabilir stok her yerde güncellenmeli.
Megamerchant, artan e-ihracat hacmini ve deneyimini kullanarak, Türkiye ve yurtdışında olabilecek en iyi fulfillment ve teslimat anlaşmalarını yaptı, entegrasyonları ile bunları birbirine bağladı. Bu sayede sadece yükte hafif, pahada ağır ürünleri satmak zorunda değilsiniz.
4- Var olanın tercümesi değil; yerel, zengin içerik.
Türkiye’de sattığınız ürünün aynısını, aynı görsel ile sadece başlık ve içeriğini tercüme ederek yurtdışındaki platformlarda satabileceğinizi söyleyen birisi varsa hemen oradan uzaklaşın.
Ne olursa olsun, her ürünün bir hikayesi var. Bunu yazılı ve görsel şekilde anlatmadığınız sürece dönüşüm oranlarınızı ve organik trafiğinizi arttıramaz, reklam maliyetlerinizi optimize edemez, karlılığa ulaşamazsınız.
Biz her gün yerel içerik üreticileri ile çalışıyor, görsel, video ve grafik tasarım konusunda kafa patlatıyor, üreticiler ile konuşup onların bile bilmediği ürün özelliklerini araştırmalarını istiyoruz.
Çoğu zaman markanız Türkiye’de biliniyor ya da potansiyel bir müşteri websitenize girince ya da sizi arayınca ürünlerinizin ve servisinizin kalitesi hakkında bir fikir edinebilir. Yurtdışında bu avantajınız ortadan kalkıyor. Benzer ürünü benzer fiyattan satmak isteyen onlarca markanın arasından sıyrılmanız lazım.
Kategori yöneticiniz ürünlerinizi yeterince tanıyor mu? Bunu Amerikalılara, İngilizlere, Almanlara, Ruslara, Polonyalılara anlatabilecek mi? Biz anlatıyoruz. Gelin örneklere birlikte bakalım.
5- Vee karlılık…
“Türkiye’de 200 liraya (Aralık 2022 – 10 Euro) karlı satıyorum Avrupa’da 50 Euro’ya daha karlı satarım” ifadesi belki çok özel, sınırlı sayıda ürün için geçerli olabilir ama eğer o şanslı bir kaç satıcıdan ya da üreticiden biri değilseniz önerimiz hep aynı: Fiyatlamanızı Türkiye’deki karlılığınızı baz alarak yapın, yurtdışındaki işinizi büyütmek için bir yatırım tutarı belirleyin ve bunu uzun vadede geri almayı hedefleyin. Bunu yaparken daha çok müşteriye ulaşmayı, marka değerinizi ve müşteri sayınızı arttırmaya odaklanın.
Yatırımınızı geri almanın ve sürdürülebilir olmanın en önemli yolu birim maliyetlerinizin sürekli azalmasından geçiyor. Satış adetleriniz arttıkça birim lojistik ve pazarlama giderleriniz azalmalı. Bu da ancak hacimle, konsolidasyon ile, birleşerek olur.
İşte MegaMerchant tam olarak bu amaçla kuruldu.